Rock Efsanesi David Gilmour’un Cümbüşle İmtihanı
Pink Floyd'un eski gitaristi olan David Gilmour, Luck and Strange adlı yeni albümündeki Sings şarkısında "cümbüş" çaldığını açıkladı. Müzisyen dana önce On An Island adlı albümündeki Then I Close My Eyes'ın girişinde bu sazı çalmıştı. Peki ama Gilmour'un "Sesinin acayip olduğunu ve çalmanın tamamen imkânsız olduğunu düşündüm tuhaf bir biçimde alışıyorsunuz" dediği cümbüş nedir?
15 Şubat 1931 tarihli Milliyet Gazetesi'ndeki "Bir Türk Sanatkarın İcad Ettiği Saz: Cümbüş" başlıklı yazı ile hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduğumuz bu icadın sahibi Zeynel Abidin Cümbüştür. Zeynel Abidin 1881 yılında Üsküp'te doğdu. 1922 yılında Beşiktaş'ta bir müzik aleti dükkânı açıp, Almanya ve Çekoslovakya'dan keman ve kontrbas ithal etti. 1926 yılında İzmir'de Beyler sokağında yeni bir dükkân açtı -ki bu dükkân 1938 yılında kapanacaktır-, daha sonra bu dükkânı oğullarına bırakıp Beyazıt'ta bir dükkân açmak üzere İstanbul'a döndü. Nihayetinde oğulları ile kesin olarak İstanbul'a yerleşip daha sonra çalgı üreten bir şirket olacak iş yerini işletmeye başladı. Her ne kadar Zeynel Abidin bir müzisyen değil bir çalgı satıcısı olsa da birçok saz tasarlamıştır. Ancak tasarladıklarının çoğu çizim veya maket halinde kalmıştır. Zeynel Abidin, Cumhuriyet'in her alanında olduğu gibi müzikteki yeni ve modern ideolojiyi de yaymak çabasında olan Mustafa Kemal Atatürk ile 4 Ocak 1930'da bir yemekte tanışmış ve tasarımlarından birini göstermiştir. Atatürk bu çalgıyı dinleyince "Nereye giderse gitsin cümbüş(eğlence) yayacak, o zaman adı cümbüş olsun" demiştir. Zeynel Abidin bu adı hem geliştirdiği çalgıya hem de ailesine soyadı olarak vermiştir. Ayrıca Bektaşi olan Zeynel Abidin "Cümbüş Baba" olarak anılmaktadır. Mezarı ise Merkez Efendi Mezarlığındadır.
Ud gibi perdesiz, fakat 11 yerine 12 teli bulunan, tencere şekilli alüminyum gövdesinin ağzı deri kaplı olan ve bu özellikleri ile Amerikan banjosuna benzeyen, tiz ve tannan sesli ve o döneme kadar Türkiye'de görülmeyen mekanik burgulara sahip bu çalgı, aynı yıl içerisinde(1930) patent ofisine 868 numara ile kaydedilmiştir. Cümbüşün ud ile arasındaki en belirgin farkı yüksek ve metalik ses tonudur. Cümbüş akordu ud akorduna çok benzerlik göstermekte, her ikisinin de telleri arası dört ses olmasına karşın, Do, Sol, Re, La, Mi, Si, şeklinde akort edilen cümbüş, Sol, Re, La, Mi, Si, Fa# şeklinde akort edilen uda göre dört ses daha tiz olmaktadır. Cümbüş kolay taşınabilen, fazla maliyeti olmayan, sapı vidalı ve çıkabilir olduğu için gövdeye değişik uzunlukta saplar takılarak, standart bir ud tipine, mandoline ya da tanbura dönüşebilmektedir. Standart cümbüş, Cura-Saz Cümbüş, Tambur Cümbüş gibi çeşitli cümbüş modelleri vardır.