Sessizlikle Mühürlenmiş Bir Ses: Aysun Öztekin
Sonbaharın sarı tonlarında, insanın içini yakan bir yalnızlık... Bazı sesler vardır; insanı alır, bir mevsime hapseder. Aysun Öztekin'in "Hazan" şarkısı da tam olarak böyle. Ne fazla, ne eksik. Ne bağırıyor, ne de susuyor. Sadece söylüyor.
2000'lerin başında sahnelerde sesini duymaya başladığımız Aysun Öztekin, uzun süren sessizliğin ardından müziğe "Hazan" gibi derin ve içe dönük bir parçayla döndü. Azel Bert'le olan işbirliği, sanat hayatı ve kendi müzikal ifadesiyle dikkat çekiyor. Onunla müziği, hayatı, üretim süreci ve "müzikal hazanı" hakkında konuştuk.
1. Sevgili Aysun Öztekin, müziğe uzun bir ara verdiniz ve ardından "Hazan" gibi duygusal bir parçayla geri döndünüz. Bu dönüş sizin için ne ifade ediyor?
Aslında müziğe tekrar dönüşüm 2021 yılında Netflix yapımı Beni Çok Sev filmindeki Mühür Gözlüm yorumumla oldu. Sonrasında Atatürk 1881-1919 projesindeki iki yorumum ve ardından Hazan ve Sen İnanma... Hepsinin yeri çok ayrı ancak Hazan, Aysun Öztekin olarak kendini yeniden buluşun göstergesi gibi...
2. Şarkılarınızda hem hüzün hem umut hissediliyor. Kendi hayat hikâyenizin bu duygu skalasına nasıl bir etkisi oldu?
Hayatımın tam ortasında olan ya da şahitlik ettiğim her olayın şarkılarıma yansıdığını söyleyebilirim. Onları özümseyiş tarzım ve yaradılışım da şarkılarıma fazlasıyla geçiyor, evet. Melankolik yanımın hüzün anlamında hem yorumuma hem de bestelerime sirayet ettiği yorumunu fazlaca alıyorum. Umuda gelince; bunu duymak çok iyi hissettirdi, teşekkür ederim. Umut hep olsun!
3. "Sen İnanma" parçası oldukça güçlü bir mesaj taşıyor. Bu şarkıyı yazarken sizi motive eden kırılma noktası neydi?
Prodüktörüm Azel Bert'in başlayıp henüz sonlandırmadığı bir besteydi Sen İnanma... Ben tamamlamak istediğimi söyledim çünkü beni duygusu çok etkilemişti. Sağ olsun o da buna izin verdi. (Çoğu müzisyen şarkılarının eğilip bükülmesini pek tercih etmez) Böylece Sen İnanma hayata geçmiş oldu. Yapmak istediğimiz çok şarkı vardı elimizde ama Sen İnanma, bizi hepsini ertelemeye ikna edecek kadar etkisi altına aldı. Sanırım her kız çocuğunun babası ya yarası ya da yara bandı... Bu şarkı da aşkta yaşadığı yenilginin ardından babasına da hak vermiş bir yetişkinin ‘dön' çağrısı...
4. Müzikal yolculuğunuzda sizi en çok etkileyen kadın sanatçılar kimler oldu? Kendi sesinizi bulurken kimlerden ilham aldınız?
Kabul edelim çok zor bir soru... Çok fazla saygıdeğer kadın yorumcu var ülkemizde. Ben farkında olarak ya da olmayarak hepsinden etkilenmişimdir. Aksi mümkün değil bence... Ancak şarkılarını, yorumunu ders niteliğinde dinleyip özümsediğim kişi hiç kuşkusuz Sezen Aksu.
5. Prodüktörünüz Azel Bert'le olan işbirliğiniz çok başarılı görünüyor. Yaratım sürecinde aranızdaki dinamik nasıl işliyor?
Azel bence müthiş bir müzisyen... Müziğe ve yaratım sürecimizdeki her aşamaya kattığı yorum bana geniş bir konfor alanı yaratıyor. Ben onunla çok güzel bir enerji yakaladığımızı ve her projede bunun üzerine katarak devam ettiğimizi düşünüyorum. Mayıs ayında yayında olacak yeni şarkım Sor Bilirim'de de birlikte çalışıyoruz. Ona tesadüf etmiş olmaktan dolayı çok mutluyum.
6. Dijital çağın müziğe etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Streaming platformları, sosyal medya ve klip üretimi üzerine ne düşünüyorsunuz?
Her yönüyle hâlâ gelişen koca bir derya... Üretimin hızı tüketimi de olumsuz anlamda etkiliyor maalesef. Ama artık çağın gerekliliği bu ve biz de bu deryada var olmaya çalışıyoruz. Şarkı üretimini, bunu iyi bir görsel dünya ile dinleyicimle buluşturmayı çok önemsiyorum pek tabii ki... Ancak canlı performansların da hem dinleyen hem sanatçı için daha doyurucu ve daha doğasına uygun olduğu gerçeğini de küçümseyemeyiz. Makul seviyede üretim ve dinleyiciyle göz göze şarkı söylemenin mümkün olduğu dengeli bir formülü oturtmak, hedefim diyebilirim. Platformlar bir yana, sosyal medya ise başka bir vazgeçilmez. Salt dinleyici ile anlık iletişim kurabilmek, küçük performanslar paylaşmak benim için büyük keyif. Çıkardığım şarkıların geri dönüşlerini oradan almak şahane oluyor.
7. "Hazan" sadece bir mevsim değil, iç dünyada yaşanan bir iklim değişikliği gibi. Yüzlerce Sezen Aksu şarkısı içerisinden Hazan'ı seçmenizin özel bir sebebi vardır.
Hazan'ın olduğu albümü 1998 yılında çıkar çıkmaz babamdan istemiştim. O da albümü bana uzatıp ‘Bu senin yaşın için fazla melankolik değil mi?' demişti :) Hazan'ın aranjörü sevgili şefim Semih Erdoğan, Sezen Hanım'dan bir şarkı alabileceğimizi söylediğinde ‘Adı Bende Saklı' albümünden olması konusunda kesin kararlıydım. Hazan benim için istiridye içindeki inciydi. Çok güzel ama saklı kalmış gibiydi. Hiç şüphesiz ve çok keyif alarak yorumladım. Yorumumla ilgili çok önemli insanlardan çok iyi yorumlar aldım. Yeri hep ayrı olacak.
8. "Hazan"ın düzenlemesi oldukça sade. Bu sadeliği bilinçli bir tercih olarak mı benimsediniz?
Sadelikten gelen bir gücü var. Değerli şefim Semih Erdoğan'ın alamet-i farikası... Ben de bu aranjeye layık olmaya çalıştım.
9. "Hazan" bir başlangıcın duyurusu muydu sizin için?
Tam olarak öyleydi. Arkasından ‘Sen İnanma' ve şimdi de Mayıs ayında çıkacak olan ‘Sor Bilirim' gibi kendi bestelerime cesaretlenmem için duayen Sezen Aksu'nun hediyesiydi. Bundan sonrası artık üretimlerle eş zamanlı canlı performanslara da yer vermek olacak. Mayıs ayında sahneler başlayacak. Eş zamanlı Sor Bilirim yayında olacak. Onu takip eden aylarda da çalışmalarına başladığımız iki cover şarkı çıkaracağım.
Zaman ayırıp sorularımızı yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.